Yaşar Güler: Komşumuz Yunan Halkı Emin Olmalıdır Ki Türkiye Yunanistan ile Barış İçinde ve Müreffeh Bir Gelecekten Yanadır
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, TBMM’de Milli Savunma Bakanlığı (MSB) Bütçe görüşmelerinde, Türkiye ve Yunanistan arasında 13 Kasım’da yapılan Güven Artırıcı Önlemler Toplantısı’na da değindi. Güler, “İki yıldan fazla bir süredir ara verilen heyetler arası görüşmeler tekrar başlatılmış, toplantıda, bu görüşmelere önümüzdeki sene de devam edilmesine yönelik görüş birliğine varılmıştır. Komşumuz Yunan halkı emin olmalıdır ki Türkiye Yunanistan ile barış içinde ve müreffeh bir gelecekten yanadır” dedi. Güler, İsrail’in Filistin’e yönelik saldırıları için de “Gazze’deki sivillere yönelik saldırıların derhal sonlandırılması ve acilen insani bir ateşkes ilan edilmesi gerektiğini vurguluyoruz. Bu şekilde uluslararası hukukun ihlal edilmesi, hastaneler, okullar, kutsal mekanlar, mülteci kampları ile daha da vahimi çocuk ve kadınların katledilmesi ve olayın vahşet boyutuna dönüşmesi savaş suçudur ve asla kabul edilemez” ifadelerini kullandı.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda bugün, MSB ve Akaryakıt İkmal ve NATO Pol Tesisleri İşletme Başkanlığı’nın 2024 yılı bütçeleri görüşülüyor. Görüşme, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’in sunumuyla başladı. Bakan Akar’ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
“HUDUT GÜVENLİK SİSTEMİMİZ, BİRÇOK ÜLKE TARAFINDAN ÖRNEK ALINMAKTADIR. BUNA RAĞMEN SOSYAL MEDYA PLATFORMLARINDA SERVİS EDİLEN GÖRÜNTÜLER GERÇEK OLMAYIP, BAŞKA ÜLKE SINIRLARINDAN ÇEKİLEN GÖRÜNTÜLERİ İHTİVA ETMEKTEDİR”
“Bilindiği üzere bölgemizde ve dünyada kritik gelişmelerin yaşandığı, artan risk ve tehditler nedeniyle güvenlik ortamının hızlı ve sürekli olarak değiştiği hassas bir süreçten geçilmektedir. Siyasi, askeri, sosyo-kültürel, ekonomik ve toplumsal alanlarda meydana gelen çok yönlü ve karmaşık gelişmeler, özelikle savunma ve güvenlik konusunu her zamankinden daha önemli kılmaktadır. Bu doğrultuda Milli Savunma Bakanlığı’mız devletimizin bekası, ülkemizin ve asil milletimizin güvenliği için çalışmalarını azim ve kararlılıkla sürdürmektedir. TSK de hudutlarımızın güvenliğinin sağlanmasından terörle mücadeleye, mavi ve gök vatanımızdaki hak ve menfaatlerimizin korunmasından uluslararası barış ve istikrara katkı sunmaya üstlendiği tüm görevleri yerine getirmektedir.
Dünyadaki emsalleri arasında en iyilerinden olan hudut güvenlik sistemimiz, birçok ülke tarafından da yerinde görülmek suretiyle örnek alınmaktadır. Buna rağmen, sosyal medya platformlarında servis edilen görüntüler, asla gerçek olmayıp başka ülke sınırlarından çekilen görüntüleri ihtiva etmektedir. Bunlar, art niyetli olarak servis edilmekte ve maalesef çeşitli maksatlarla kullanılmaktadır.
Nitekim icra ettiğimiz Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı, Bahar Kalkanı ile Pençe Serisi Harekatlar ve diğer operasyonlarla, bölücü terör örgütü yurt içinde bitme noktasına gelirken, sınır ötesinden Türkiye’ye yönelik saldırılar da bertaraf edilmiş, sınırlarımızda oluşturulmak istenen terör koridoru parçalanmıştır.
“24 TEMMUZ 2015’TEN BUGÜNE KADAR; IRAK’IN VE SURİYE’NİN KUZEYİNDE TOPLAM 39 BİN 211 TERÖRİST ETKİSİZ HALE GETİRİLMİŞTİR”
Kahraman Mehmetçiğimiz başarılarına her geçen gün yenileri eklenmektedir. Nitekim; 24 Temmuz 2015’ten bugüne kadar; yurt içinde, Irak’ın ve Suriye’nin kuzeyinde toplam 39 bin 211, bu yılın başından itibaren ise bin 868 terörist etkisiz hale getirilmiştir. Burada bir hususun altını çizmek istiyorum. Suriye ve Irak’taki tüm operasyonlarımız, BM Antlaşması’nın 51’inci maddesinden doğan meşru müdafaa haklarımız doğrultusunda, komşularımızın egemenlik haklarına ve toprak bütünlüğüne saygılı olarak gerçekleşmektedir. Operasyonların planlaması ve icrasında masum sivillerin, dost unsurların, tarihi ve kültürel varlıklar ile çevrenin zarar görmemesi için her türlü tedbir alınmaktadır. Ancak ülkemize ve asil milletimize tehdit oluşturan PKK, KCK, PYD, YPG ve DEAŞ’ın Suriye ve Irak’taki tüm unsurları, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da meşru hedefimizdir.
Suriye’de istikrarın bir an önce tesis edilmesi ve Suriyelilerin emniyetli bir ortama, güvenli geri dönüşlerini sağlamak için insani yardım ve destek faaliyetleri ile hayatın normalleşmesine yönelik çalışmalarımızı da sürdürmekteyiz. Şehitlerimizin aziz hatırasına, gazilerimize ve onların emaneti değerli ailelerine sahip çıkmak, daima yanlarında olmak için büyük gayret içindeyiz. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da başta Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı olmak üzere ve devletimizin tüm kurumlarıyla koordineli olarak gazilerimizin değerli ailelerinin yanında olmaya devam edeceğiz.
“YUNANİSTAN İLE GELİŞEN BU OLUMLU HAVANIN DEVAMINA YÖNELİK GAYRETLERİMİZİ SÜRDÜRMEKTEYİZ”
Ülkemizde meydana gelen büyük deprem felaketi sonrası yapılan ziyaret ve görüşmeler sonucunda, komşumuz Yunanistan ile ilişkilerimizde olumlu bir dönem yaşıyoruz. Yunanistan ile gelişen bu olumlu havanın devamına yönelik gayretlerimizi sürdürmekteyiz. Amacımız, Ege ve Doğu Akdeniz’deki sorunlarımızı uluslararası hukuka, iyi komşuluk ilişkilerine ve müttefiklik ruhuna uygun bir şekilde çözüme kavuşturmaktır. Görüşmelerimizde ağırlıklı olarak Ege’de gerginliğin azaltılması, diyalog kanallarının açık tutularak sorunların iyi komşuluk ilişkileri çerçevesinde çözümü konuları ön plana çıkmıştır. Bu kapsamda, yıl içerisinde Ege’deki askeri faaliyetlerimiz karşılıklı azaltılmış, bölgemizde tansiyonu düşük tutmaya gayret edilmiştir.
“KOMŞUMUZ YUNAN HALKI EMİN OLMALIDIR Kİ TÜRKİYE YUNANİSTAN İLE BARIŞ İÇİNDE VE MÜREFFEH BİR GELECEKTEN YANADIR”
Yunanistan ile aramızdaki ilişkilerin geliştirilmesinde tarihi bir dönemden geçtiğimize, çözüm odaklı bir yaklaşım ile dürüst ve yapıcı bir ilişkinin iki ülkenin de yararına olacağına inanıyoruz. 13 Kasım’da icra edilen Güven Artırıcı Önlemler Toplantısı, Yunanistan ile ilişkilerimizi daha da geliştirmek için güzel bir fırsat olmuştur. Bu vesileyle, iki yıldan fazla bir süredir ara verilen heyetler arası görüşmeler tekrar başlatılmış, toplantıda, bu görüşmelere önümüzdeki sene de devam edilmesine yönelik görüş birliğine varılmıştır. Komşumuz Yunan halkı emin olmalıdır ki, Türkiye Yunanistan ile barış içinde ve müreffeh bir gelecekten yanadır.
Kıbrıs konusunda bugüne kadar ortaya koyulan çözüm yöntemlerinden, Rumların uzlaşmaz tutum ve statükocu tavırları nedeniyle, bir sonuç alınamamıştır. Rum tarafı halen de yaptıkları askeri anlaşmalar ve üçüncü ülkelerden aldıkları askeri yardımlar ile sadece çözümsüzlüğe hizmet etmektedirler. Artık Ada’da tek ve kesin çözümün Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliği ve eşit uluslararası statüsünün teşvik edilmesi olduğu bilinmelidir. Kıbrıs meselesinin, Kıbrıs Türk halkının meşru çıkarlarını ve güvenliğini teminat altına alacak şekilde bir an önce çözüme kavuşturulması, ülkemizin en önemli önceliklerinden birisidir.
Milli meselemiz olan bu konuda Kıbrıslı kardeşlerimizin meşru çıkarlarını her koşulda destekliyor, garanti ve ittifak antlaşmaları kapsamında bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da adanın huzuru, güvenliği ve refahı için elimizden geleni yapacağımızı bir kez daha ifade ediyoruz.
“AZERBAYCAN VE ERMENİSTAN ARASINDA, KALICI BARIŞIN TESİS EDİLMESİNE YÖNELİK YENİ BİR FIRSAT KAPISI DAHA AÇILMIŞTIR. ERMENİSTAN’IN BUNUN BİLİNCİNDE DAVRANMASINI UMUT EDİYORUZ”
Bugün, Karabağ’ın tamamında şanlı Azerbaycan bayrağının dalgalanmasından büyük bir memnuniyet duyuruyoruz. Artık, Azerbaycan ve Ermenistan arasında, kalıcı barışın tesis edilmesine yönelik yeni bir fırsat kapısı daha açılmıştır. Ermenistan’ın bunun bilincinde olarak davranmasını umut ediyoruz. Sonuç olarak bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da ‘İki devlet, tek millet’ anlayışıyla Azerbaycan’ın yanında olmaya devam edeceğiz.
İsrail ile Filistin arasında yaşanan çatışmaları yakından takip ediyoruz. Ülkemizin çatışmalara ilişkin yaklaşımı ve değerlendirmeleri, sayın Cumhurbaşkanımız ve sayın Dışişleri Bakanımız tarafından tereddüde mahal bırakmayacak şekilde dile getirilmektedir. Gazze’deki sivillere yönelik saldırıların derhal sonlandırılması ve acilen insani bir ateşkes ilan edilmesi gerektiğini vurguluyoruz. Bu şekilde uluslararası hukukun ihlal edilmesi, hastaneler, okullar, kutsal mekanlar, mülteci kampları ile daha da vahimi çocuk ve kadınların katledilmesi ve olayın vahşet boyutuna dönüşmesi savaş suçudur ve asla kabul edilemez.
Bölgemizde ve dünyada istikrarın sağlanması için Ukrayna’nın toprak bütünlüğünün korunması gerektiğini her seviyede ve her platformda dile getiriyoruz. Karadeniz’de barış ve istikrarın yeniden tesisi, başta kıyıdaş devletler olmak üzere tüm dünya açısından önem arz etmektedir. Türkiye olarak Karadeniz’deki dengeyi sağlayan Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ni dikkatle, sorumlu ve tarafsız bir biçimde uyguluyoruz ve uygulamakta da kararlıyız. Diğer yandan, ülkemizin koordinasyonunda hayata geçirilen ve etkinliğiyle tahıl krizinin aşılmasına büyük katkı sağlayan Karadeniz Tahıl Anlaşması’nın, yeniden aktif hale gelmesi için girişimlerimizi de sürdürüyoruz. Temennimiz, iki komşumuz arasında olan ancak tüm dünyayı etkileyen bu savaşın bir an önce son bulmasıdır.
“15 TEMMUZ 2016 HAİN DARBE GİRİŞİMİNDEN İTİBAREN FETÖ BAĞLANTISI NEDENİYLE TSK’DEN 23 BİN 971 ŞAHIS İHRAÇ EDİLMİŞTİR”
15 Temmuz 2016 hain darbe girişiminden itibaren FETÖ bağlantısı nedeniyle Türk Silahlı Kuvvetlerinden 23 bin 971 şahıs ihraç edilmiştir. Hain örgütle mücadelemiz, iltisaklı tek bir personel kalmayıncaya dek tavizsiz bir şekilde ve kararlılıkla devam edecektir.
Yakın zamanda, savunma sanayimizin yeni gözbebekleri olan İMECE uydumuz, Fırtına obüslerimiz, çok namlulu roketatarlarımız, ANKA/Aksungur İHA sistemimiz, dünyaca ünlü Bayraktar TB2 SİHA’larımız, Akıncı TİHA’larımız, temel eğitim uçağımız Hürkuş, helikopter ve uçak taşıma kabiliyetine sahip ilk çok maksatlı amfibi gemimiz TCG Anadolu ve bunlar gibi birçok kritik sistem kahraman ordumuzun envanterine dahil edilmiştir. Bunların yanı sıra Altay Tankımız, insansız savaş uçağımız Kızılelma, Hürjet ve milli muharip uçağımız KAAN’ın üretim çalışmaları da tüm hızıyla devam etmektedir. Büyük ve güçlü Türkiye’nin yolunun ekonomik ve teknolojik bağımsızlıktan geçtiğinin bilinciyle, yerli ve milli savunma sanayimizi, daha üst seviyelere taşımak için Bakanlık olarak var gücümüzle çalışmaya ve ilgili kurum ve kuruluşlarımıza tam destek vermeye devam edeceğiz.
Depremin yanı sıra orman yangınları ve diğer afetlerle mücadele çalışmalarına da ilgili kurumlarımızın talepleri doğrultusunda destek vermekteyiz. Ülkemizde meydana gelen afetlerin yanı sıra; Libya ve Afganistan’da meydana gelen afetler sonrasında AFAD’ın arama-kurtarma ekipleri, sağlık ekipleri ve yardım malzemeleri askeri gemi ve kargo uçaklarımızla bölgeye sevk edilmiştir. Ayrıca, Gazze için ülkemiz tarafından gönderilen insani yardımlar da Mısır’a ulaştırılmıştır. Dün gece de çoğunluğu acil tedaviye ihtiyaç duyan kanser hastalarının oluşturduğu 27 Gazzeli’nin Türkiye’ye intikaline sağladık.”