Anayasa Mahkemesi’nin ikinci kez verdiği ihlal kararının gerekçesini açıklanmasının ardından toplanan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay’ın hakkında AYM kararına uymayarak, dosyayı bir kez daha Yargıtay’a gönderdi. Siyasi parti liderleri, Atalay’ın dosyasının ikinci kez Yargıtay’a gönderilmesine tepki gösterdi.
TIKLAYIN – Yerel mahkeme AYM’yi yine dinlemedi: “Anayasa’ya aykırı” uyarısına rağmen Atalay dosyası ikinci kez Yargıtay’a gönderildi
Yerel mahkemenin Can Atalay dosyasını, tahliye kararı vermeyerek yeniden Yargıtay’a göndermesine siyasiler tepki gösterdi. DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, DEM Parti Eş Başkanı Tülay Hatimoğulları, İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu konuya ilişkin açıklamalarda bulundu.
Babacan: Anayasa’yı tanımayanlar büyük bir hukuk darbesine imza atılıyor
“Bu ülkenin kurucu senedi, yapılan her işlemin dayanağı olan Anayasa’yı tanımayanlar büyük bir hukuk darbesine imza atıyor. Anayasa Mahkemesi kararına katılın veya katılmayın. Can Atalay’ı sevin veya sevmeyin. Önemli değil.
Türkiye Cumhuriyeti’nin hukuk devleti iddiasının gereği olarak bu kararın uygulanması şart.
Buradan kabinedeki ve AK Parti’deki makul insanlara sesleniyorum: Sizi dönüşü olmayan karanlık dehlizlere sokuyorlar. Ses çıkarın, gün bugündür. Susmayın, adalete sahip çıkın.
Sayın Erdoğan’a sesleniyorum: Anayasa Mahkemesi kararlarının uygulanmaması bu ülkenin beka sorunu haline gelmiştir. Size dayanarak, sizden aldıkları güçle ülkeyi bu karanlık yola sokanları durdurun.
Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan’ın sözleriyle sesleniyorum: ‘Uzaktan kumandalı yargı da yargıç da olmaz!’
100 yılı aşmış demokrasimiz tamamen ilkel çağlara mı dönsün istiyorsunuz? Adalet, hak yerlerde ama, iyice sürünsün mü istiyorsunuz? Ne istiyorsunuz?
Sesleniyorum: Utanacaksınız. Bu gidişatı sürdüremezsiniz. Derhal Anayasa’nın asgari gereğini yerine getirip Anayasa Mahkemesi kararını uygulayın!”
Hatimoğulları: Hatay halkının iradesini gasp etmekten vazgeçin
“13. Ağır Ceza Mahkemesi kepazeliğe devam ediyor!
Anayasa Mahkemesi kararını bir kez daha tanımayarak suç işlemekte ısrar ediyor.
Ülkede hukukun ve adaletin geldiği nokta içler acısı.
Bir kez daha söylüyoruz: Hatay halkının iradesini gasp etmekten vazgeçin. Can’ın yeri cezaevi değil, Hatay halkının yanıdır. Parlamentodur. NOKTA!”
Davutoğlu: Yüksek yargı kurumları arasındaki devlet krizi yeniden tırmandırıldı
“Can Atalay’ın dosyasının Anayasa Mahkemesi’nin ikinci hak ihlali kararından sonra yeniden Yargıtay’a sevk edilmesi yüksek yargı kurumları arasındaki devlet krizinin yeniden tırmandırılması demektir. Anayasa ve kanunlar Anayasa Mahkemesi kararını yerine getirme yükümlülüğü altında olan kamu makamlarına ve somut olayda İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesine dosyayı farklı bir yargı merciine gönderme yetkisi vermediği gibi herhangi bir yargısal makama Anayasa Mahkemesi kararlarının bağlayıcılığını tartışma yetkisi de vermemektedir.
Adalet inatlaşma üzerine değil insan haklarına dayalı objektif hukuk kuralları üzerine inşa edilir. Bireysel başvuru hakkı başta olmak üzere insan haklarını teminat altına alan hukuk süreçlerinin korunması en öncelikli hedef olmalıdır. İnsan hakları ile ilgili uzun onyıllar süren mücadelelerle elde ettiğimiz kazanımlarımızın kaybedilmesi riski karşısında bütün siyasileri ve aydınları ortak tavır sergilemeye davet ediyorum.”
Akşener: İktidar bizzat kendi eliyle anayasal devlet krizi çıkardı
“Anayasa Mahkemesi’nin Can Atalay hakkında ikinci kez hak ihlali kararı vermesinin ardından, problemin ilk derece basamağı olan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi dosyayı yeniden Yargıtay’a gönderme kararı aldı.
Böylece devletimizin kurumları arasındaki çatışmayı sonlandırma fırsatı bir kez daha heba edildi. Hukukun üstünlüğünü rafa kaldıran bu anlayışın karşısında kaybeden ise yine maalesef milletimiz oluyor.
İktidar bizzat kendi eliyle anayasal devlet krizi çıkarmakla meşgulken; milyonlarca insanımız hayat pahalılığı sarmalında mücadele etmeye devam ediyor.
Ama hiç kimse merak etmesin;
Yoksulluktan, hukuksuzluktan, krizden ve kutuplaşmadan beslenen bu yönetim anlayışına, milletimiz gereken cevabı sandıkta verecek.
31 Mart’ta yapılacak olan mahalli idareler seçimi; milletimizin haktan, hakkaniyetten ve adaletten yana mührünü vuracağı tarihi bir gün olacak!”